ABD’li bilim insanları Türkiye’de ve Suriye’de 30 bini aşkın kişinin hayatına kaybetmesine neden olan Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından yeni bir deprem tahmin modeli geliştirdi. Araştırmacıların açıklamasına göre, yeni model bir sonraki büyük depremin ne zaman ve nerede gerçekleşebileceğini önceki yöntemlerden daha doğru bir şekilde tahmin edebiliyor. Yöntem, yalnızca geçmiş depremler arasındaki ortalama süreye odaklanmak yerine önceki depremlerin sırasını ve zamanlamasını da dikkate alıyor.
ABD’li bilim insanları, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yeni bir deprem tahmin modeli geliştirdi.
Northwestern Üniversitesi'ndeki sismologlar ve istatistikçilerden oluşan bir ekip tarafından geliştirilen model, yalnızca geçmiş depremler arasındaki ortalama süreye odaklanmak yerine önceki depremlerin sırasını ve zamanlamasını da dikkate alıyor. Bu yöntem ayrıca depremlerin neden kümeler halinde gelme eğiliminde olduğunu da açıklıyor.
Bilim insanları, fayların 'uzun süreli hafızaya' sahip olduğunu belirterek, bu durumun bir depremin fay üzerinde zaman içinde oluşan tüm gerilimi serbest bırakmadığı anlamına geldiğini söyledi. Araştırmacılar, fay üzerindeki kalan gerilim büyük bir depremden sonra bir başkasına neden olabileceğini açıkladı.
Bununla birlikte, daha önce faylar üzerindeki büyük depremlerin nispeten düzenli olduğu ve bir sonraki depremin önceki iki depremle yaklaşık olarak aynı süre sonra gerçekleşeceğini varsayılıyordu.
Ancak, Northwestern Üniversitesi araştırmacıları, depremlerin beklenenden erken ya da geç gelebileceğini ve geliştirdikleri modelin bu durumu önceki yöntemlerden daha sağlıklı tahmin edebildiğini aktardı.
William Deering Dünya ve Gezegen Bilimleri Profesörü Seth Stein, "Yalnızca zaman içindeki ortalama ve sonuncusundan bu yana geçen süre yerine tüm deprem geçmişini göz önünde bulundurmak, gelecekteki depremlerin ne zaman olacağını tahmin etmemize çok yardımcı olacaktır. Örneğin, bir takımın bir maçı kazanma şansını bulmaya çalışırken, sadece son maçına ve uzun vadeli ortalamasına bakmazsınız. Son zamanlardaki diğer meçlerına da bakmak gerekir. Şimdi benzer bir şeyi depremler için de yapabiliriz.” diye konuştu.
Diğer taraftan, ekibin araştırması, sismoloji, deniz jeofiziği ve uzay temelli jeodezi (Dünya'nın ve gezegenler gibi diğer astronomik cisimlerin geometrisini, yerçekimini ve uzamsal yönelimini ölçen bilim) de dahil olmak üzere çeşitli teknikler kullanarak litosfer içindeki plaka sınır süreçlerini ve deformasyonu araştırmaya odaklandı.
Çalışmanın ortak yazarı James S. Neely, "Büyük depremler saat gibi zamanlı meydana gelmez. Bazen birkaç büyük depremin nispeten kısa zaman dilimlerinde meydana geldiğini ve daha sonra hiçbir şeyin olmadığı uzun yıllar ardından meydana geldiğini görüyoruz. Geleneksel modellerde fay hatlarındaki bu durum dikkate alınmıyor.” dedi.
Öte yandan, Türkiye iki büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı. Arama kurtarma çalışmalarının 8. gününde can kaybı 29 bin 605'e yükseldi.
Al Jazeera'nın bildirdiğine göre, Suriye'de ise en az 4 bin 500 kişi hayatını kaybetti ve binlerce kişi yaralandı.
Ziyaretçiler Göremez, Görmek için
Giriş yap veya üye ol.