Haber ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Diyanet'e göre çölyak hastaları oruç tutabilir mi?

Çölyak hastaları oruç tutabilir mi?? Diyanet'e göre çölyak hastaları oruç tutabilir mi?

Çölyak hastaları, gluten tüketmemesi gereken bireylerdir. Sağlık durumu elveriyorsa oruç tutmalarında bir engel yoktur. Önemli olan, mide ve bağırsak sağlığının yeterince iyi olmasıdır. Doktor, oruç tutarken uzun açlık süresinin kişiye zarar verip vermeyeceğini değerlendirir.

h_5NJbOL1kSG2XIFwm-mMA.jpg

ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Çölyak hastası glutensiz diyetini düzenli uyguluyorsa ve beslenme eksiklikleri yoksa oruç tutmak mümkündür. Eğer kişi, diyetine uyduğu halde belirgin vitamin-mineral eksikliği yaşıyorsa, doktor önermediği sürece oruçtan kaçınmak gerekir. İslam’da hasta olanlar için oruçta kolaylıklar tanınmıştır. Kişi oruç tutarak sağlığını tehlikeye atıyorsa, dinen sorumlu sayılmaz. Ancak herhangi bir risk görülmüyorsa, çölyak hastaları da normal şartlar altında oruç ibadetini yerine getirebilir. Her vaka için uzman tavsiyesi esastır. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ İBADETİNDEN MUAF MI? İslam’da ergenlik çağına girmiş, aklı yerinde ve sağlıklı bireylerin oruç tutması farz kabul edilir. Çölyak, doğrudan oruçtan muafiyet sağlamaz. Fakat oruç tutması sakıncalı olacak derecede hastalığı olanlar, dinen muaf sayılır. Bakara Suresi’nde hasta olanların oruç tutmayıp bunu başka günlerde kaza edebileceği bildirilir. Bu nedenle çölyak hastalığı sebebiyle ciddi sağlık sorunları yaşama ihtimali varsa, kişi oruçtan muaf olur. Zorlanma ve tehlike söz konusu değilse oruç yükümlülüğü devam eder. Her hastanın durumu farklıdır. Kimisi diyetine tam uyum gösterir ve rahat oruç tutar, kimisi ise uzman kontrolünde muaf tutulur. Son kararı her zaman doktor ve kişi birlikte vermelidir. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTMAZSA GÜNAH MI? Çölyak hastası, doktorun “oruç sağlığı bozacak” şeklindeki görüşü doğrultusunda oruç tutmazsa günah sayılmaz. Dini kurallara göre oruç, sağlık sorunu bulunmayan bireylere farzdır. Kur’an-ı Kerim’de hasta olanların oruç tutmamasına izin verilmiş ve iyileştiklerinde kaza etmeleri istenmiştir. Çölyak gibi bir rahatsızlık tıbbi açıdan risk taşıyorsa, oruç tutmamak dinen kusur değildir. Ancak ilerleyen dönemde sağlık elverirse tutulmayan oruçlar kaza edilir. Kişinin sağlık durumu hiç düzelmezse, tutamadığı günler için fidye verebilir. Bu kurallar, kolaylık sağlayarak inananların mağdur olmamasını amaçlar. Sonuçta sağlık, İslam’da korunması gereken önemli bir nimettir. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTAMAZSA NE YAPMALI? Çölyak hastası, oruç tutmaya engel bir sağlık durumu yaşıyorsa, Ramazan’da oruç yerine ilgili dini hükümleri yerine getirir. Kur’an-ı Kerim’de hastalar, tutamadığı oruçları daha sonra kaza edebilir. Eğer hastalığın geçici olduğu düşünülüyorsa, kişi yıl içinde sağlığı toparlandığında oruç borcunu tamamlar. Tedavi süresi uzuyorsa veya sürekli engel varsa, bu durumda tutulamayan her gün için fidye ödenir. Fidye, o günün oruç bedelini bir fakiri doyurarak veya benzeri bir destek vererek ödemek şeklinde uygulanır. Ancak sağlık imkan verirse öncelik yine kaza orucundadır. Kişinin gerçek manada hasta olması halinde dini sorumlulukta herhangi bir günah söz konusu olmaz.
zJkGUaFae0SYBs-yp_hnuA.jpg

Hastalık kalıcı veya uzun süreli olduğunda, tutulamayan oruçlar için fidye ödemesi gerekir. İslam’da “oruç tutmaya elverişli olmayanlar,” her gün için bir fidye vermelidir. Fidye miktarı, güncel fitre tutarına eşdeğer görülür. Çölyak hastalığı nedeniyle doktor raporuyla uzun vadede oruç tutamayacağı belli olanlar, Ramazan boyunca tutamadığı gün sayısı kadar fidye vermelidir. İleride sağlık durumu düzelirse, önceden verilmiş fidyelere rağmen kaza orucunu eda etmek gerekir. Çünkü fidye, tamamen oruç tutması mümkün olmayanlar içindir. Eğer hastalık geçici ve zamanla oruç tutulabilecekse, fidye yerine ilerleyen dönemlerde kaza orucuna ağırlık verilir. YENİ TANI ALMIŞ ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Yeni teşhis konan çölyak hastalarında, bağırsak iyileşmesi zaman alır. Doktorlar genelde ilk dönemde oruç tutulmamasını önerir. Çünkü vitamin, mineral ve genel beslenme eksikleri olabilir. Oruç, uzun süreli açlıkla bu eksiklikleri ağırlaştırabilir ve hastanın bünyesini zayıflatabilir. Glutensiz diyete yeni başlayan bir bedenin toparlanması için düzenli beslenmeye ihtiyaç duyulur. Ramazan orucu sırasında öğün sayısı azalır, bağışıklık ve enerji düşebilir. Bu nedenle tıbbi takip altında olmayan ve diyetine tam uyum sağlamayanlar için oruç, hastalığı tetikleyebilir. Mutlaka doktor veya diyetisyen tavsiyesi alınmalı. Kişi iyice güçlendikten sonra oruç kararını yeniden değerlendirmek gerekir. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTARKEN HANGİ RİSKLERLE KARŞILAŞABİLİR? Glutensiz diyet, besin yelpazesini daraltabilir. Oruçla birleştiğinde öğün sayısı azalır ve bazı riskler belirginleşebilir. Yetersiz beslenme, vitamin-mineral eksikliklerinin derinleşmesi, bağışıklık zayıflaması ve sindirim sorunları sıkça yaşanabilir. Uzun süre açlık, karın ağrısı, şişkinlik, gaz, mide krampları, hatta ishal gibi belirtileri tetikleyebilir. Halsizlik, yorgunluk ve kan şekeri düşüklüğü de oruç sırasında ortaya çıkabilecek riskler arasındadır. Özellikle yeni tanı alan ya da aktif belirtileri sürenlerde bu risk daha yüksektir. Sağlıklı bir çölyak hastası bile oruçta besin alımını azaltmak zorunda kaldığında bu belirtileri yaşayabilir. Doktor kontrolüyle hareket etmek, oluşabilecek sorunları hafifletir. ÇÖLYAK HASTALARI İÇİN ORUÇ TUTMANIN FAYDALARI VE ZARARLARI NELERDİR? Fayda yönünden, oruç ibadeti manevi bir huzur ve irade gücü kazandırabilir. Sabır, şükür ve nefs terbiyesi gibi konularda olumlu etkiler hissedilir. Bazı çölyak hastaları, diyetinde daha disiplinli hale gelerek Ramazan’ı verimli geçirdiklerini dile getirir. Fakat uzun süreli açlığın yarattığı stres, besin eksikliklerini artırabilir. Enerji düşüşü, sindirim problemleri ve yorgunluk ortaya çıkabilir. Özellikle diyetinde eksikleri olanlar için bu zararlar ciddi boyuta ulaşabilir. Doktor, oruç esnasında sağlık riskinin oluşmayacağını onaylıyorsa maneviyatından yararlanmak mümkündür. Aksi takdirde hastalık belirtilerinin ağırlaşması, orucun ruhsal faydasını gölgede bırakır. Tercih her zaman sağlığı tehlikeye atmayacak şekilde yapılmalıdır.
ng7inls990KcdwiCVeF0lg.jpg

Doktora danışmak kesinlikle önerilir. Her çölyak hastasının durumu aynı değildir. Kimi uzun zamandır diyetine uyup normale yakın beslenir, kimi yeni tanı alıp iyileşme sürecindedir. Doktor veya diyetisyen, vitamin-mineral seviyelerini, bağırsakların iyileşme durumunu ve hastanın genel sağlığını değerlendirir. Eğer oruç tutulduğunda bedene zarar verecek bir tablo varsa, oruç ertelenir veya tamamen muafiyet gündeme gelir. İslam dini de hastalık durumlarında uzman görüşünü dikkate alır. Bu nedenle “hasta hükmünde sayılan” bireyler oruç tutmaya zorlanmaz. Bilinçli davranmak, ibadeti sağlıkla birleştirmenin en doğru yoludur. Her adımdan önce uzman görüşü almak esastır. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ? Glutensiz diyetten asla taviz verilmemelidir. Paketli ürünlerin etiketleri mutlaka okunmalı, çapraz bulaşma riski olan gıdalardan uzak durulmalıdır. İftar ve sahurda dengeli ve yeterli beslenmek gerekir. Protein, sağlıklı yağlar ve kompleks karbonhidratları doğru oranda tüketmek önemlidir. Bol sebze-meyve alarak vitamin-mineral eksikliği engellenir. Yeterli su içmek de susuzluğun tetiklediği halsizliği önler. Aşırı tuzlu, şekerli ve baharatlı yiyeceklerin tüketimi minimumda tutulmalıdır. Ağır ve yağlı yemekler yerine hafif pişirme yöntemlerini seçmek gerekir. Vücut sinyalleri izlenmeli, ciddi halsizlik veya rahatsızlık durumunda oruca devam etmekte ısrarcı olmamak tavsiye edilir. Dikkat ve planlama, sağlıklı bir oruç için önemlidir. ORUÇ TUTAN ÇÖLYAK HASTALARI SAHURDA NE YEMELİ? Sahurda tok tutan, besleyici ve glutensiz yiyecekler önceliklidir. Yumurta, peynir, yoğurt gibi protein kaynakları uzun süre tokluk hissi verebilir. Glutensiz ekmek, karabuğday ya da mısır ekmeği, pilav veya kinoa gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilebilir. Yeşillik, domates, salatalık gibi sebzeler eklenerek vitamin ve lif alınır. Aşırı tuzlu veya baharatlı gıdalardan kaçınılmalıdır. Tuzlu yiyecekler gün içinde susuzluk hissini artırır. Şekerli besinler de kan şekerini hızla yükseltip düşürdüğü için acıkmaya sebep olabilir. Bol su içmek şarttır. Sahuru mümkün olduğunca geç yapıp sindirimi zora sokmamak için hızlı yemekten kaçınmak önerilir. ORUÇ TUTAN ÇÖLYAK HASTALARI İFTARDA NE YEMELİ? İftarda orucu su ve hurma gibi hafif seçeneklerle açmak uygundur. Hurma, doğal şeker ve lif içererek dengeli bir başlangıç sağlar. Çorba tercih edilecekse buğday unu katılmamış, glutensiz hazırlanan mercimek veya sebze çorbaları tercih edilir. Ana yemekte ızgara veya fırında et, tavuk, balık gibi proteinler alınabilir. Yanında pirinç pilavı, patates veya kinoa gibi glutensiz karbonhidratlar kullanılabilir. Sebze yemekleri ve salata ekleyerek lif, vitamin ve mineral takviyesi yapılır. Tatlı ihtiyacı varsa sütlaç veya meyve gibi hafif ve glutensiz tatlılar seçilir. Yemekler yavaş tüketilmeli, mideye aniden yüklenilmemelidir.
7dNNEEo2VkiEjjWFrub7Sg.jpg

Oruç tutmak tek başına çölyak hastalığını nüksettirmez. Asıl problem, glutensiz diyetin bozulması veya vücudun yetersiz beslenme sonucu güçsüz kalmasıyla ortaya çıkar. Eğer uzun açlık döneminde temel besin ve vitaminler karşılanmazsa, bağırsakların hasar onarımı sekteye uğrayabilir. Enerji düşüklüğü ve bağışıklığın zayıflaması gibi faktörler, belirtilerin tekrar şiddetlenmesine yol açabilir. Fakat diyetine özenle dikkat eden, oruç sırasında da vücudunu gereken besinlerle destekleyen bir çölyak hastası genelde nüks yaşamaz. Rahatsızlık belirtileri belirgin hale geliyorsa orucu bozmak ve doktora danışmak mantıklıdır. Gerekli önlemler alındığında hastalık yeniden alevlenmeyebilir. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTARKEN ENERJİLERİNİ NASIL KORUYABİLİR? Sahurda kompleks karbonhidrat ve protein ağırlıklı besinler tüketmek, gün boyu enerjiyi dengeler. Yumurta, peynir, süzme yoğurt gibi proteinler, yavaş sindirilen tahıllar ve lifli sebzeler enerji düşüşünü geciktirir. Şekerli gıdalar kan şekerini hızla yükseltip kısa sürede düşürdüğü için enerji kaybına sebep olabilir. Bol su içerek vücudun susuz kalması engellenir. Uyku düzenine dikkat edilmesi ve iftar sonrası hafif yürüyüşlerle kan dolaşımının desteklenmesi önerilir. Yemekleri aşırıya kaçmadan tüketmek ve sindirimi kolaylaştırıcı yollar izlemek de yorgunluğu azaltır. Yetersiz beslenme veya halsizlik hissedildiğinde uzmanla görüşmek faydalıdır. Bilinçli bir beslenme planıyla enerji korunabilir. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTARKEN RAHATSIZLANIRSA NE YAPMALI? Bir çölyak hastası, oruç sırasında ciddi halsizlik, baş dönmesi, ishal, şiddetli karın ağrısı veya baygınlık hissederse orucunu bozmalıdır. İslam dini, hastalık halinde oruca esneklik tanır. Bu durumlarda günaha girilmez. Tehlikeli bir boyuta ulaşmadan önce vücudu dinlemek ve zorlamamak gerekir. Uzamış açlık, eksik besin alımıyla birleşince bedeni zayıflatabilir ve ciddi komplikasyonlar doğurabilir. Bu yüzden rahatsızlanma hissedildiğinde su içmek veya hafif bir şeyler tüketmek gerekebilir. Doktor kontrolüne giderek tahliller yaptırmak doğru olur. Sağlık açısından sorun varsa, ertesi gün veya başka bir zaman diliminde kaza orucu tutularak ibadet borcu telafi edilebilir. ÇOCUK ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Ergenlik çağına girmemiş çocuklar oruçla yükümlü değildir. Küçük yaştaki çölyak hastalarının sağlık durumuna özen gösterilmesi çok önemlidir. Boy-kilo gelişimi devam eden ve özel beslenme gerektiren çocuklarda uzun süreli açlık, besin eksikliklerini artırabilir. İsteyen çocuk, ailenin kontrolünde kısa süreli veya yarım gün oruç deneyebilir. Yine de doktor ve diyetisyen önerisi olmadan çocuklarda oruç uygulamasına başvurmak riskli olabilir. Ergenlik çağına gelince yükümlülük başlar ancak yine de çölyak hastalığı kontrol altına alınmamışsa, doktor izin verene kadar oruç ertelenebilir. Çocuğun sağlığı her zaman ilk sırada gelir ve dinen bu konuda esneklik tanınır.
PrQoP23Xk0WoYEe9lNsZkA.jpg

Sahurda yumurta, peynir, yoğurt, sebzeler ve glutensiz ekmek veya mısır ekmeği tüketilebilir. Biraz kuruyemişle sağlıklı yağ desteği alınır. Sahurun sonunda bol su içmek önemlidir. İftarda 1-2 hurma ile oruç açılabilir. Ardından mercimek veya glutensiz sebze çorbası tercih edilebilir. Ana yemekte ızgara veya haşlanmış tavuk, et ya da balık yanında pirinç pilavı veya patates gibi glutensiz karbonhidratlar eklenir. Salata ve zeytinyağlı sebze yemekleriyle lif ihtiyacı karşılanır. Sütlü tatlı veya meyve tüketerek tatlı ihtiyacı giderilebilir. İftarla sahur arasında yeterli su içmek şarttır. Bu şekilde dengeli bir beslenmeyle oruç sağlıklı geçebilir. ÇÖLYAK HASTALARI DIŞARIDA ORUÇ AÇARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ? Dışarıda iftar yaparken güvenilir, glutensiz seçenekleri bilinen mekanlar tercih edilmelidir. Yemeklerin hazırlanışında buğday veya un kullanılmadığından emin olmak gerekir. Izgara veya fırında pişmiş et, balık, tavuk gibi ürünler, sade salatalar ve pirinç gibi bilinen kaynaklar daha güvenli olur. Soslu yemeklerde gluten olma ihtimali yüksektir; sosun içeriğini sormak yararlıdır. Ekmek, pide, börek gibi glutenli ürünlerin masada bulunmaması için önceden garsonla iletişime geçilebilir. Çorbalar genelde unla yapılır; dolayısıyla sakıncalı olabilir. Çapraz bulaşma riski hep akılda tutulmalı. Gerekirse meyve veya yoğurt gibi basit alternatiflerle oruç açıp evde ek bir öğünle devam etmek daha güvenlidir. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTARKEN KİLO ALMAMAK İÇİN NE YAPMALI? Oruç sürecinde aşırı yeme eğilimi belirebilir. Glutensiz beslenmede de yüksek kalorili ürünler (nişasta bazlı ekmekler, kurabiyeler) tüketilirse kilo artışı kaçınılmaz hale gelebilir. İftarda ölçülü yemek almak ve yavaş yemek önemlidir. Çok şekerli veya yağlı seçeneklere yüklenmemek gerekir. Meyve veya hafif sütlü tatlılarla tatlı isteği karşılanabilir. Sahur ve iftar arasında küçük atıştırmalıklara yer verilebilir, böylece tek seferde aşırı kalori alımı önlenir. Hareket de şarttır. İftardan sonra yapılacak kısa yürüyüşler metabolizmayı canlandırır. Yeterli protein, lifli gıda ve su tüketimi tokluk hissini artırarak gereksiz kalori alımını sınırlar. ÇÖLYAK HASTALARI ORUÇ TUTARKEN HANGİ GIDALARDAN KAÇINMALI? Öncelikle her türlü gluten içeren yiyecekten uzak durmak şarttır. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf (özel sertifikalı değilse) barındıran ekmek, pide, makarna, börek, çörek, bisküvi kesinlikle tüketilmez. Özellikle Ramazan’da pide tüketiminin yaygın olduğu sofralarda bu konudaki hassasiyet sürdürülmelidir. Aşırı tuzlu ve baharatlı gıdalar, gün içinde susuzluğu artırır. Çok şekerli besinler, kan şekerini hızla yükseltip düşürdüğü için acıkma hissine yol açar ve metabolizmayı olumsuz etkiler. Kızartma ve yağlı yemekler mideyi yorabilir. Paketli ürünler, işlenmiş şarküteri malzemeleri ve hazır soslarda gluten bulunabileceği unutulmamalıdır. Mutlaka etiket okumak ve güvenilir markaları tercih etmek önerilir.Kaynak: diyanet.gov.tr
 
Üst Alt