Film ve dizi setleri, dışarıdan büyüleyici görünse de, oyuncular için büyük tehlikeler barındırabiliyor. Çekim sırasında yaşanan kazalar, birçok ünlü ismin hayatını tehlikeye attı. İşte sette ölümle burun buruna gelen ünlü oyuncular ve yaşadıkları zor anlar...
Film ve dizi setlerinde güvenliği sağlamak, öncelikli endişe kaynağı olabilir, ancak kontrol edilmesi gereken birçok değişken varken, kontrolün kaybedildiği, oyuncuların ölümle burun buruna geldiği zamanlar oluyor. İster oyuncular, ister dublörler ya da belirli set çalışanları olsun, film setlerinde ölen insanların trajik bir geçmişi var. Ancak, dünyaca ünlü yıldızların ölümü son derece şanslı bir şekilde atlattığı zamanlar oldu. Film ya da televizyon şovlarının setlerinde yaşanan ölümcül kazaları sizler için derledik.
Charlize Theron 2005 yapımı aksiyon filmi Aeon Flux filmi için ters takla atmaya çalışmış ancak boynunu üzerine düşmesi sonucu “neredeyse felç olmuştu”. Oyuncunun aldığı yaralar nedeniyle film çekimleri sekiz hafta boyunca durduruldu.
Ed Harris'in 1989 yapımı The Abyss'in su altı çekimleri sırasında güvenlik dalgıcının ona bir solunum regülatörü vermesinin çok uzun sürmesi nedeniyle birkaç kez boğulma tehlikesi yaşadı.
Martin Sheen 1979'da Apocalypse Now filminin çekimleri sırasında aşırı derecede içki ve uyuşturucu kullanmasının ardından oyunucu ekibin ya da yönetmeni Francis Ford Coppola'nın haberi olmadan ormanın ortasında kalp krizi geçirdi. Sheen, kendisini tedavi edebilecek birini bulana kadar yaklaşık 1 kilometre boyunca sürünmek zorunda kalmış, kendini suçlu hisseden yönetmen Coppola ise suçluluktan epilepsi krizi geçirmişti.
Jackie Chan kendi dublörlüğünü yapması sebebiyle birçok kez set kazaları yaşasa da 1986 yapımı aksiyon komedisi Armour of God'ın setinde ağaçtan aşağı kaymaya çalışan aktör, 25 metre düşüp başını bir kayaya çarptıktan sonra kafatasını kırdı. Chan hemen ameliyata alındı ve bugün bile kafatasında plastik bir tıkaçla kapattığı bir delik bulunuyor.
Michael J Fox 1990 yılında Geleceğe Dönüş Bölüm III'ün setinde ölümle burun buruna geldi. Karakteri Marty McFly'ın boynundan asıldığı bir sahnede, ekip Fox'un ilmik boynundayken elini tam olarak nereye koyması gerektiğini bilmesi koşuluyla kendisinin oynamasına izin vermişti. Fox yanlış hesap yaparak bayılmadan önce kendini boğdu ve birileri aktörün ölmek üzere olduğunu fark ettikten sonra ip kesilerek son anda büyük bir faciadan dönüldü.
The Brady Bunch'ın 1973 yılında yayınlanan “The Cincinnati Kids” adlı bölümünün çekimleri sırasında, arabanın önüne monte edilmiş bir kamerayla hız trenine binme sahnesi çekilmek üzereyken, Mike Brady'i canlandıran aktör Robert Reed ekibin bir deneme sürüşü yapmasında ısrar etti. Deneme çekiminde hız treni hareket halindeyken kamera gevşemiş ve çocukların kafalarının olduğu yere doğru uçmuş böylelikle son anda kazadan kaçınılmıştı.
Breaking Bad'in yıldızı Aaron Paul, 2008 yılında Breaking Bad'in ilk sezon çekimleri sırasında yakındaki bir karavanın çatısından bir kaya parçasının doğrudan durduğu noktaya düştü. Olaydan kısa bir süre önce yönetmene "Farklı bir yerde çekim yapabilir miyiz?" demiş olması oyuncuyu son anda ölümden kurtardı.
Halle Berry 2013 yapımı gerilim filmi The Call'un setinde bir dövüş sahnesi çekerken başını beton zemine çarptı ve bayıldı.
Tom Hanks, 2000 yapımı Cast Away filminin setinde bacağında küçük bir kesik oluşmasının ardından potansiyel olarak ölümcül bir stafilokok enfeksiyonuna yakalandı ve üç gün boyunca hastanede yattı. Tedavi edilmediği takdirde enfeksiyon ölümcül olabilir.
Gerard Butler 2012 yapımı Chasing Mavericks filminin çekimleri sırasında Kuzey Kaliforniya'nın tehlikeli sularıyla ünlü sörf noktasında ölümden kıl payı kurtuldu. Aktör güçlü bir dalga tarafından küreğinden düşürüldü ve biri yardımına gelene kadar su altında kaldı.
Doctor Who efsanesi Elisabeth Sladen,dizinin 1975'te yayınlanan dört bölümlük “Revenge of the Cybermen” serisini çekerken ölümden kıl payı kurtuldu. Bir tekneyi girdaba doğru sürdükten sonra, teknenin kontrolünü kaybetmesi üzerine suya dalmak zorunda kalan oyunucuyu dublörü Terry Walsh kurtardı.
Tom Cruise'un Edge of Tomorrow filmindeki rol arkadaşı Emily Blunt, katıldığı bir programda, ikilinin 2014 yılında çektikleri bir araba kovalamaca sahnesi hakkında konuştu. Blunt o anları, “Sağa dönüşe yaklaşırken Tom'un fren, fren, fren dediğini duydum fakat çok geç kaldım ve bir ağaca çarptım. Neredeyse Tom Cruise'u öldürüyordum.” diye anlattı.
İngiliz aktör John Hurt, David Lynch'in 1980 yapımı Fil Adam filminde Joseph Merick'i canlandırırken yüzü için çok fazla plastik makyaj kullanılıyordu makyaj yapılırken dik durması söylenen Hurt bunu sürekli unutuyordu ve bu süreçte neredeyse boğularak hayatını kaybedecekti.
İngiliz aksiyon filmi oyuncusu Jason Statham, 2014 yapımı aksiyon filmi The Expendables 3'ün setinde, kullandığı kamyonun frenlerinin tutmaması üzerine ölümden döndü. Oyunuc hareket halindeki üç tonluk araç denize uçmadan saniyeler önce araçtan atlayarak ölümden kurtulmuştu.
Daniel Day-Lewis, Martin Scorsese'nin 2002 yapımı Gangs of New York'taki Buffalo Bill rolü için tam bir “metot oyuncusu” moduna girdi öyle ki 19. yüzyılda var olmayan kıyafetleri giymeyi reddettikten sonra zatürreye yakalandı. Aslında kendini rolüne o kadar adamıştı ki, canlandırdığı karakterin zamanında var olmayan ilaçları kullanmayı reddettiği, ancak sağlık görevlileri tarafından bunu yapmazsa ölebileceği söylenince kabul ettiği bildirildi.
1960'ların TV dizisi Gilligan's Island'da Gilligan karakterini canlandıran Bob Denver, üzerine atlayan bir aslanla birlikte bir kulübede mahsur kaldıktan sonra kendini ölümcül bir tehlikenin içinde buldu. aslan terbiyecisi tam zamanında olaya müdahale etmesiyle Denver son anda ölümden kurtulmuştu.
1997'de gişe rekorları kıran Titanik filminin en yoğun sahnelerinden birinde, oyuncular Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio büyük bir dalgadan kaçarken Winslet'in elbisesi bir ızgaraya takıldı ve onu aşağıya sürükledi. Ünlü oyuncu kurtulmayı başarana kadar suyun altında kaldı.
Kristin Chenoweth 2013 yılında The Good Wife adlı hukuk dizisinde rol aldı ancak setteki ilk gününde bir aydınlatma armatürü düşerek yüzüne çarptı. Hastaneye kaldırılan Chenoweth'in kafatası ve burnu kırılmış, dişleri çatlamış, omurga ve kaburgalarında da yaralanmalar meydana gelmişti. Chenoweth kazadan sonra diziye dönmemeye karar verdi.
Lorenza Izzo, Eli Roth'un 2013 yapımı korku filmi The Green Inferno'nun setinde bir kaçış sahnesini çekerken neredeyse boğuluyordu. Akıntıya kapılan ve film ekibinin yardım çığlıklarını uzun bir süre gerçek olduğunu fark edemesi oyuncunun ölümüne sebep oluyordu. Roth'un yaşadığı bu anın görüntülerin bir kısmı filmde kullanıldı.
Oscar ödüllü yıldız Jennifer Lawrence'ın romanı uyarlaması Açlık Oyunları'nın setinde bir tünelden geçmesi gerekiyordu. Ancak sis makinesindeki bir arıza nedeniyle kapalı alan o kadar çok dumanla doldu ki Lawrence boğulma tehlikesi geçirdi.
Johnny Depp, The Lone Ranger'ın (2013) setinde eyeri gevşeyen atta takılı kaldı uzun bir süre süreklenen oyuncu kazayı sadece morluklarla atlattı.
Lost'un 2010'daki son bölümünün çekimleri sırasında, Jack Shephard'ı canlandıran Matthew Fox, katlanabilir bir bıçağın gerçek bir bıçakla değiştirilmesinin ardından neredeyse ölüyordu. Her nasılsa bıçaklar değiştirilmedi ve Fox son anda taktığı koruyucu dolgu sayesinde kurtuldu.
Dylan O'Brien The Death Cure filminin setinde ölümle burun buruna geldi. Bir arabanın tepesinden diğerine atlamasını gerektiren sahne sırasında, aktör aracın altına sürüklendi. Elmacık kemiklerinde ve göz çukurlarında yırtıklar ve kırıklar oluştu. Yaraları o kadar ciddiydi ki film bütün bir yıl boyunca ertelendi ve sonunda 2018'de gösterime girdi.
Brendan Fraser 1999 yılında The Mummy filminin setinde, asılma sahnesinin korkunç bir şekilde ters gittiği olay nedeniyle neredeyse ölüyordu. Rol arkadaşı Rachel Weisz, aktörün solunumunun durduğunu ve kalp masajına ihtiyaç duyduğunu söyelmişti.
Isla Fisher, 2013 yapımı Now You See Me'nin bir sahnesinde suda kalmış, oyuncu arkadaşları onun çığlıklarının karakterinin eylemleri olduğuna inanmıştı. Oyuncu üç dakikanın ardından çıkarılarak kurtulmuştu.
Jim Caviezel, Mel Gibson'ın 2004 yapımı filmi The Passion of the Christ'ın setinde zor zamanlar geçirdi. Yoğun çekim koşulları nedeniyle zatürre, hipotermi ve akciğer enfeksiyonu geçiren oyuncu dağdaki Vaaz sahnesini çekerken yıldırım çarpmasından kurtuldu.
Joseph Gordon-Levitt, gerilim filmi Premium Rush'ın (2012) çekimleri sırasında bir taksiyle çarpıştı ve oyuncuya 30'dan fazla dikiş atıldı.
Prison Break oyuncusu Dominic Purcell'in 2016'da dizi çekimleri sırasında başına demir bir çubuk düştü. Burnu kırılan ve başından yaralanan oyuncunun başına 150 dikiş atılması gerekti.
1989'da Red Dwarf'ın “Backwards” bölümünün çekimleri sırasında Craig Charles gölde tersten yürüdüğü bir sahne çekti. ceplerinde ağırlıklar bulunan aktörün ayağı sıkıştı ve bir kurtarma ekibi onu çırpınırken görene kadar suyun altında kaldı.
Sylvester Stallone kariyeri boyunca pek çok kez ölümle burun buruna geldi, ancak bunlardan en ölümcül olanı 1985 yapımı Rocky IV'ün çekimleri sırasında gerçekleşti. Rol arkadaşı Dolph Lundgren'den kendisini “nakavt etmesini” istemiş ve aldığı yumruk o kadar ağır olmuştur ki Stallone'nin göğüs kafesi içeri doğru itilmiş ve perikardiyal kesesinin şişmesi nedeniyle kalbinin sıkışmasına neden olmuştur. Oyunucu dokuz gün yoğun bakımda kaldı.
George Clooney'nin 2005 yapımı Syriana'da bir sahne için dayak yerken, aktör beynini zedeleyen bir darbe aldı. Aktörün bağlı olduğu sandalye devrilmiş ve Clooney'nin kronik baş ağrıları ameliyatla iyileşmişti.
İzlanda doğumlu Amerikalı yıldız Gunnar Hansen, 1974 yapımı korku filmi The Texas Chainsaw Massacre'ın çekimleri sırasında gerçek bir elektrikli testereyle rol arkadaşlarını kovalarken neredeyse ölüyordu. Çamurda kayan oyuncunun elindeki elektrikli testerw havaya uçtu, testere yere indiğinde kafasından birkaç santim uzaktaydı.
Jaime Alexander 2012 yapımı Thor: Karanlık Dünya filminin çekimlerindeyken metal bir merdivenden kayıp düştü ve şans eseri felç olmaktan kurtuldu. Yaralanmaları göğüs omurgasında bir diskin kayması ve 11 omurunun kırılmasının yanı sıra omzunun çıkması ve bir romboid kasının yırtılmasından oluşuyordu. Alexander bir ay sonra sete geri döndü.
1939'da klasikleşen Oz Büyücüsü'nde Batı'nın Kötü Cadısı'nı canlandıran Margaret Hamilton'ın ateşli jetlerin neden olduğu bir duman bulutu içinde bir tuzak kapısından geçerek kaybolması gerekiyordu, ancak bir arıza nedeniyle kapı açılmadı ve Hamilton'ın yüzünde ve ellerinde ikinci ve üçüncü derece yanıklar oluştu.
Ziyaretçiler Göremez, Görmek için
Giriş yap veya üye ol.