Haber Tahıl krizinin çözümü diplomatik başarı

Tahıl krizinin çözümü diplomatik başarı

İstanbul'da 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl krizinin çözümünün diplomatik bir başarı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu'na katıldı.

Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl krizinin çözümüne değindi.

Diplomaside uygulanan dengeli, tarafsız ve barışçıl politikalarla krizlerin çözümünde anahtar rol üstlendiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Esir takası ile tahıl koridorunun açılması ve devam ettirilmesindeki kritik rolümüz, ülkemizin diplomatik gücünü gösteren önemli birer örnektir. Biz bu süreç içerisinde Sayın Putin'le olan münasebetlerimiz, Sayın Zelenski ile olan münasebetlerimiz, Sayın Guterres'le olan münasebetlerimiz... Bunların hepsi dengeli bir şekilde yürümüş ve ne uzak, ne yakın bu dengeyi kurmak suretiyle de bu süreci işletme fırsatını bulduk. İnşallah 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzla planlarımızı şimdiden yapacak, gelecek tasavvurumuzu bir adım daha öteye taşıyacağız."

"ENFLASYON DAYATILAN MODELİN AÇMAZINI GÖSTERDİ" Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzensiz göç meselesinin, insan hayatına verilen önemi ortaya koyduğunu dile getirerek, koronavirüs salgınında "gelişmiş" denilen ülkelerin sağlık ve sosyal güvenlik altyapısının ne kadar zayıf oluğunun gün yüzüne çıktığını söyledi.

Rusya-Ukrayna krizinin, Güvenlik Konseyi gibi vazifesi uluslararası güvenliği sağlamak olan kurumların başarısızlığını deşifre ettiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim yıllardır savunageldiğimiz 'Dünya 5'ten büyüktür.' tespitimizin haklılığı, yaşanan her gelişmeyle bir kez daha teyit edildi. Son 60-70 yılın en yüksek oranlarına çıkan küresel enflasyon ise insanlığa dayatılan mevcut ekonomik modellerin açmazlarını göstermiştir. Tüm bunlarla beraber dünyada siyaset-ekonomi, siyaset-diplomasi, siyaset-güvenlik ilişkileri enine boyuna sorgulanmaktadır. Devletin rolüyle ilgili tartışmaların da yeniden alevlendiğini görüyoruz. Daha birkaç yıl öncesine kadar devleti hayatın tamamen dışına çıkarmaktan bahsedenler, bugün tam zıttı tezlerin savunuculuğunu yapıyor. Keza savunma sanayide yapılan yatırımları israf olarak görenler, bugün milli bütçelerinde aslan payını silah ve mühimmat alımına ayırıyor."

"SALGIN DÖNEMİNDE YÜZ AKIMIZ OLDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık yatırımlarından sosyal güvenlik harcamalarına, geniş bir yelpazede benzer "U dönüşleri"ne şahit olduklarını belirterek, bu savunmaların pek çok ülkede ciddi sıkıntılara yol açtığının da bir gerçek olduğunu anlattı.

Türkiye'nin zamanında attığı adımlarla bu süreci en başarılı yöneten ülkelerden biri olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bilhassa üretim, altyapı, sağlık ve savunma alanlarında siyasi öngörümüzün meyvelerini topladık, topluyoruz. Muhalefetin eleştirilerine rağmen, kamu-özel ortaklığı modeliyle hayata geçirdiğimiz şehir hastaneleri, salgın döneminde yüz akımız oldu. Sadece şehir hastaneleri değil, bunun yanında altyapıyla ilgili yapmış olduğumuz yatırımlar yüz akımız oldu. Hatta hatta ana muhalefet 'PPP' nedir, ne demektir? Hala bunu anlayamamış, bunu bilmiyor. Böyle bir ana muhalefetle de karşı karşıyayız. Onlara bunu da anlatıyoruz, öğreteceğiz, öğretiyoruz. Sosyal güvenlik sistemimizin kuşatıcılığı sayesinde maddi durumu ne olursa olsun, vatandaşlarımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunduk."

"PARLAMENTER DEMOKRASİ OLSA MÜMKÜN OLMAZDI"

Yürütmede çok başlılığa son verdikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile etkin ve süratli kararlar alırken, bunları tam bir koordinasyon içinde uyguladıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Eğer parlamenter demokrasi olsaydı, bu kararları mümkün değil alamazdık ama mevcut şu andaki yönetim sistemimizle bu kararları süratle alabilme imkanını yakaladık. Bu, tabii ki bir ileri görüşün neticesidir, eğer bu ileri görüşlülüğümüz olmamış olsaydı, bu neticeleri almak da mümkün olmazdı. Ekonomide yaptığımız model değişikliğinin olumlu sonuçlarını özellikle yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi de bu 5 temel esas üzerinde gerçekleştirdik." "DEVRİM GÖRÜNÜMLÜ ZEHİRLEME FAALİYETİ"

"Ülkemizi birbiri ardına gündeme taşınan iftiralarla karalama ve insanımızı karamsarlığa sürükleme çabalarının rastgele tercihler olmadığını, bilinçli bir senaryonun eseri olduğunu düşünüyoruz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz bu sinsi ve yıkıcı kampanyaların önünü milletimizle birlikte umutlarımızı yeşertecek vizyonlarla hedeflerle projelerle keseceğimize inanıyoruz. Son dönemde dünyanın pek çok farklı yerinde denenen, hepsi de o ülkelerin ve insanlarının felaketiyle sonuçlanan devrim görünümlü zehirleme faaliyetlerini Türkiye'ye de teşmil etmek isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. Ülkemizi bugüne kadar nasıl kendi programlarımızla getirdiysek, nasıl 2023 hedeflerimizi adım adım hayata geçirdiysek, 2053 vizyonumuzu da kendimiz biçimlendirecek ve uygulayacağız. Batı ülkelerinin kendi asırlık demokrasi ve ekonomik parametrelerinden vazgeçtiği bir dönemde bize geçerliliği kalmamış özellikle o tür modellerin dayatılmasını iyi niyetli görmüyoruz."
 
Üst Alt