Haber VARİS HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Diyanet'e göre varis hastaları oruç tutabilir mi?

Varis hastaları oruç tutabilir mi? Diyanet'e göre varis hastaları oruç tutabilir mi?

Varis hastalığı olan birçok kişi, doktor onayı ve uygun önerilerle oruç tutabilir. Burada önemli olan, varis derecesi ve kişinin genel sağlık durumudur. Eğer şikâyetler hafif düzeyde seyrediyorsa ve doktor herhangi bir engel belirtmiyorsa, oruç tutmak genellikle mümkün olur.

o3U62nwgxEmykcHie5V3cA.jpg

VARİS HASTALARI ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Varis hastalığına sahip bireylerin oruç tutup tutamayacakları, hastalığın seviyesine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak ileri düzey venöz yetmezlik veya pıhtı riskinin yüksek olduğu durumlarda daha dikkatli davranmak gerekir. Uzun süre susuz kalmak kanın koyulaşmasına yol açabilir, bu da varisli damarlarda istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle varis hastalığı olan kişinin, Ramazan öncesinde doktor kontrolünden geçmesi yararlı olur. Doktor uygun görürse ve temel tedbirler (düzenli sıvı alımı, hafif beslenme, hareketsizlikten kaçınma gibi) alınırsa, çoğu varis hastası sağlık açısından sorun yaşamadan oruç tutabilir. Yeterli sıvı tüketimi için iftarla sahur arasında planlı su içmek, ayrıca bacakları koruyacak önlemleri uygulamak şarttır. Böylelikle oruç dönemi daha rahat geçebilir. VARİS HASTALARI İÇİN ORUÇ TUTMAK SAKINCALI MI? Doğru planlamayla oruç tutmak, varis hastaları için tek başına sakınca oluşturmaz. Araştırmalar, sağlıklı şartlarda tutulan orucun metabolik ve kalp-damar sağlığına olumlu etkiler sağlayabileceğini gösterir. Ancak uzun saatler su tüketilmemesi, özellikle sıcak havalarda risk faktörlerini artırabilir. Bu risk, kanın koyulaşmasıyla ilişkili olduğundan, pıhtı oluşumuna eğilim artabilir. İleri varis sorunu veya daha önce derin ven trombozu geçirmiş kişilerde dikkatli olunması gerekir. Doktorların önerdiği dozda kan sulandırıcı ilaçlar veya varis çorapları kullanarak risk en aza indirilebilir. İftarda ve sahurda bol su içmek, dengeli bir öğün planlamak ve gün içinde bacakları mümkün olduğunca hareket ettirmek önem taşır. Böyle önlemlerle sakınca önemli ölçüde azalır ve varis hastaları oruç sürecini genellikle rahat tamamlayabilir. HANGİ VARİS HASTALARI ORUÇ TUTMAMALIDIR? Ciddi venöz yetmezlik, yeni pıhtı öyküsü veya açık varis yarası olan hastaların oruç konusunda dikkatli olması gerekir. Özellikle son bir yıl içinde toplardamar pıhtılaşması (derin ven trombozu) geçirenlerde, susuzluk pıhtı riskini daha fazla artırabilir. Yeni pıhtının tekrarlama olasılığı yüksek olduğundan, doktor tavsiyesi olmadan oruç tutmak sakıncalı olabilir. Varisle ilgili ameliyat, skleroterapi veya lazer girişiminden henüz yeni çıkmış hastalar da iyileşme sürecinde düzenli besin ve sıvı alımına ihtiyaç duyar. Bu kişiler orucu erteleyerek sağlıklarını korumayı tercih edebilir. Kan sulandırıcı ilaçları yüksek dozda kullananlar veya kontrolsüz hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi ek hastalıklara sahip olanlar da oruç tutmaktan genelde muaf tutulur. Bu tip durumlarda, öncelik sağlığı güvende tutmaktır. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTMADAN ÖNCE DOKTORLARINA DANIŞMALI MI? Varis hastalığında her kişinin durumu farklıdır. Damarlardaki varisin derecesi, eşlik eden kalp-damar problemleri veya pıhtı hikâyesi önemli rol oynar. Bu nedenle oruç tutma kararı almadan önce doktora danışmak doğru olur. Doktor, hastanın kullanması gereken ilaçları iftar ve sahur saatlerine göre ayarlayabilir veya ilaç dozunda değişikliğe gidebilir. Ayrıca doktor, kişinin varisli damarlarının risk durumunu, bacaklardaki şikâyetleri ve varsa ek hastalıkları göz önüne alarak orucun güvenli olup olmayacağını söyler. Özellikle ileri yaşlı, çoklu ilaç kullanan veya yakın zamanda damar hastalığı geçiren hastaların tıbbi değerlendirmeden geçmesi daha da önemlidir. Böylece oruç ibadeti güvenli ve sağlık sorunlarından uzak şekilde uygulanabilir.
j7yHy-EfOEC3EoGRHLoI5g.jpg

Varis hastaları oruç tutarken sıvı tüketimine özel önem vermeli, iftar ile sahur arasında mümkün olduğunca bol su içmelidir. Bu, kan dolaşımını destekleyerek pıhtı riskini azaltır. Yemek düzeni aşırı yağlı ve tuzlu olmamalı, yavaş ve ölçülü yemek tercih edilmelidir. Gün boyunca uzun süre ayakta kalmak veya sürekli oturmak yerine ara ara kısa yürüyüşler yapmak, bacak kaslarını çalıştırarak kan dolaşımını hızlandırır. Sıcaktan mümkün olduğunca kaçınmak, bacakları serin tutmak ve gerekiyorsa doktorun önerdiği varis çorabını kullanmak faydalı olur. Ayrıca akşamları bacakları yukarı kaldırarak bir süre dinlendirmek şişlik ve ağrıyı azaltır. İlaç kullananlar, doktorun belirlediği saatlerde ilaçlarını almayı ihmal etmemelidir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN YETERLİ SIVI ALIMINI NASIL SAĞLAMALI? Ramazan’da gün boyu su tüketmek mümkün olmadığı için, iftar ile sahur arası düzenli aralıklarla su içmek gerekir. Ortalama 2-2,5 litre su tüketimi hedeflenmelidir. Başlangıçta orucu açarken birkaç bardak su içmek, midenin uyum sağlamasına ve vücudun susuzluk hissini azaltmasına yardımcı olur. Daha sonra akşam boyunca ve sahurda da belli aralıklarla su tüketmeye devam etmek gerekir. Ayrıca çorba, ayran veya bitki çayı gibi sıvı bakımından zengin içecekler tercih edilebilir. Özellikle tuzlu ve baharatlı yiyeceklerden sakınılmalı çünkü bunlar gün içinde susama hissini artırabilir. Yaz aylarında ise terlemeye neden olan aktivitelerden kaçınmak veya serin ortamlarda durmak da sıvı kaybını önleyerek daha sağlıklı bir oruç dönemi sağlar. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN BESLENMELERİNİ NASIL DÜZENLEMELİ? İftar ile sahur arasında en az iki öğün yapılması, bacak sağlığını korumak ve genel vücut direncini sürdürmek açısından faydalı olur. İftarda hafif gıdalarla başlanıp kısa bir mola verdikten sonra ana yemeğe geçilmesi, sindirimi kolaylaştırır. Sahur ise kesinlikle atlanmamalı; bu öğünde tok tutan, proteinden ve liften zengin besinler (örneğin yumurta, peynir, tam tahıllı ekmek) tercih edilmelidir. Aşırı tuzlu gıdalar, gün içinde vücudun su dengesini olumsuz etkileyip bacaklarda şişme riskini artırabilir. Ayrıca ağır ve bol yağlı yemekler, dolaşım üzerinde ek stres yaratabilir. Bol sebze, meyve ve lifli gıda tüketmek, kabızlığı da önleyerek varislere ek yük binmesini engeller. Böylelikle bacak toplardamarları daha rahat çalışır.
wvCKJ86dB0q4djEfDeX6VQ.jpg

Uzun süre ayakta hareketsiz kalmak, varisli bacaklarda zaten istenmeyen bir durumdur. Oruçlu iken vücudun susuz ve enerjisiz kalması, bacaklardaki damarların daha fazla baskı altında kalmasına neden olabilir. Sürekli ayakta durmak veya aynı pozisyonda kalmak, kanın bacaklarda göllenmesini arttırarak şişlik, ağrı ve yorgunluk hissini tetikler. Bu nedenle, iş veya günlük rutin gereği ayakta kalmak zorunda olan kişilerin düzenli aralıklarla bacakları hareket ettirmesi, adım atarak dolaşması veya oturup dinlenmesi önerilir. Varis çorabı giymek de bacaklardaki kan birikimini azaltmaya yardımcı olur. Böylece oruçlu geçirilen günlerde varis kaynaklı şikâyetlerin artması kısmen önlenebilir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN EGZERSİZ YAPABİLİR Mİ? Varis hastaları için düzenli egzersiz faydalıdır, ancak oruçluyken egzersiz yaparken zamanlama ve yoğunluğa dikkat etmek gerekir. Gündüz sıcakta veya aç karnına ağır sporlar yapmak vücuttan aşırı sıvı kaybına neden olabilir. Bu durum hem varisli damarlara ek yük bindirir hem de genel olarak oruç tutmayı zorlaştırır. Hafif tempolu yürüyüşler, bacak germe hareketleri gibi düşük yoğunluklu egzersizler oruç sürecinde genellikle uygundur. İftardan sonra yapılan yürüyüşler, baldır kaslarını çalıştırarak kan dolaşımını destekler. Sahurdan hemen sonra da kısa egzersizler yapılabilir. Bu şekilde, oruçlu varis hastaları hem bacak sağlığını korur hem de aşırı yorgunluk yaşamadan günlük ibadetlerini sürdürebilir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN BACAK SAĞLIĞINI NASIL KORUYABİLİR? Bacak sağlığını korumak için gün içinde düzenli dinlenme ve hareket dengesini sağlamak gerekir. Arada bacakları yukarı kaldırarak 10-15 dakikalık kısa molalar vermek, toplardamarlardaki basıncı azaltır. Serin ortamlarda bulunmak, yaz aylarında bacaklara soğuk su uygulayarak damar genişlemesini hafifletmek de rahatlama sağlar. Dar kıyafet veya yüksek topuklu ayakkabı gibi dolaşımı olumsuz etkileyen seçimlerden uzak durmak faydalıdır. Doktor önerisi varsa varis çorabı kullanılabilir. Ayrıca iftar sonrası hafif yürüyüş bacak kaslarını çalıştırarak kanın göllenmesini önler. İlaç tedavisi alınıyorsa, oruç zamanı içinde doktorun belirlediği program doğrultusunda ilaçları almaya özen gösterilmelidir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN TERAVİH NAMAZINDA NELERE DİKKAT ETMELİ? Teravih namazı uzun süre ayakta durmayı gerektiren bir ibadettir. Varisli bacaklarda kan birikimini azaltmak için bazı önlemler almak faydalı olur. Namaz öncesinde bacakları 5-10 dakika kadar yukarı kaldırarak dinlendirmek, kan dolaşımını rahatlatarak şişliği azaltır. Mümkünse varis çorabı kullanmak, özellikle teravih süresince ayakta kalma durumunda bacakları destekler. Saf halinde uzun süre kıyamda beklerken ağırlığı sık sık her iki bacak arasında değiştirmek, topuk-parmak ucu hareketleriyle dolaşımı canlı tutmak yararlı olur. İleri derecede varisi veya yeni ameliyatı olan hastalar, ihtiyaç duyarsa teravihi oturarak kılabilir. Namaz sonrasında su tüketimini artırmak da damar sağlığını destekler. Böylece oruç dönemi manevi yönüyle birlikte sağlık açısından da güvenle geçirilebilir.
Ogko6DTCHUO0VCE9Xwe5qQ.jpg

Varis nedeniyle venotonik ilaçlar veya kan sulandırıcılar gibi tedaviler kullanmak, düzenli şekilde sürdürülmesi gereken bir süreçtir. Oruç döneminde gündüz ilaç almak mümkün olmadığından, doktorun önerdiği şekilde dozlar iftar ve sahur zamanına kaydırılabilir. İlaç saatleri rastgele değiştirilirse veya tamamen bırakılırsa pıhtı riski veya ağrı artışı yaşanabilir. Özellikle pıhtılaşma önleyici tedavi alanlar, kan değerlerini düzenli kontrol ettirmeli ve hekimin söylediği doz programına uymalıdır. Ağrı kesici veya antibiyotik gibi ek ilaçlar varsa, bunları da oruç dengesine göre ayarlamak gerekir. Çoklu ilaç kullananlar, oruç tutmanın uygun olup olmadığını mutlaka doktorla değerlendirmelidir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN VARİS TEDAVİSİNE DEVAM EDEBİLİR Mİ? Skleroterapi gibi küçük müdahaleler, iftar sonrasına veya sahur öncesine planlanabiliyorsa Ramazan’da devam edilebilir. Genel anestezi gerektiren büyük ameliyatlar veya lazer ablasyon gibi işlemler içinse doktorun uygun gördüğü zamanlama daha önemlidir. Bazı enjeksiyon temelli tedaviler orucu bozmaz kabul edilirken, genel anestezide damar yolu açılması sebebiyle orucun kesintiye uğrama ihtimali vardır. Eğer acil bir durum yoksa, bazı hastalar büyük operasyonlarını Ramazan sonrasına ertelemeyi tercih edebilir. Varis ülseri veya enfeksiyon gibi bir durum söz konusuysa, tedaviyi aksatmamak gerekir. Sağlığı tehlikeye atacak bir gecikme görülürse önceliği her zaman tedaviye vermek en doğrusu olur. VARİS AMELİYATI OLANLAR ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Yeni varis ameliyatı geçirmiş hastaların ameliyat sonrası ilk iyileşme döneminde oruç tutması genellikle önerilmez. Bu süreçte vücut, yara iyileşmesi ve dolaşım düzeni için düzenli beslenme ve bol sıvı tüketimine ihtiyaç duyar. Bu nedenle, doktorlar çoğunlukla ilk haftalar boyunca oruç tutmaktan kaçınılmasını ister. Ameliyattan birkaç ay geçmişse ve doktor kontrolünde damar sağlığı normale dönmüşse, oruç tutmak genellikle mümkün olur. Yara izleri iyileşmiş, günlük yaşama dönüş sağlanmışsa risk büyük ölçüde azalır. Yine de varis ameliyatından sonra oruç kararı alınacaksa, son kontrolü yapan hekimle görüşmekte yarar vardır. Bu şekilde, ameliyat başarısı korunur ve hastanın sağlığı riske atılmamış olur. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN HANGİ DURUMLARDA DOKTORA BAŞVURMALI? Varisli bir bacakta aniden ve tek taraflı şişme, kızarıklık, sıcaklık artışı, sertlik veya aşırı ağrı varsa hemen doktor değerlendirmesi gerekir. Bu belirtiler tromboz (pıhtı) ihtimalini akla getirir ve susuzluk nedeniyle pıhtı riski artabilir. Ayrıca varis yarası (ülser) olan hastaların oruç sırasında yarada kötüleşme, akıntı veya renk değişikliği görmesi halinde vakit kaybetmeden doktora başvurması önerilir. Kanama da ciddi bir belirti olabilir; büyük bir varis, hafif bir travma sonucu bile kanayabilir. Böyle bir durumda kanamayı durdurmak için ilk müdahaleden sonra tıbbi destek almak gerekir. Kramplar veya şiddetli ağrı gibi beklenmeyen durumlarda da doktor kontrolü ertelenmemelidir. Sağlıkta erken müdahale, Ramazan’da oluşabilecek ciddi sorunları önlemeye yardım eder.
Ntnhk5coGE6C11Rf8jM6PQ.jpg

Gün içinde sıvı almama, uzun süre hareketsiz kalma gibi etkenler, varisli damarlarda ağrı ve şişliğin bir miktar artmasına yol açabilir. Özellikle sıcak dönemlerde bacaklarda genişleme ve kan göllenmesi daha belirgin hale gelebilir. Buna rağmen, her hastada belirti şiddeti farklı olur. Bazı kişiler bilinçli bir şekilde su içme planı yapar, bacak egzersizlerini ihmal etmez ve varis çorabı gibi destekleri kullanırsa, oruç sırasında çok büyük rahatsızlık hissetmeyebilir. Buna karşılık, hareketsiz ve aşırı yağlı beslenerek gün boyu uzananlar iftar sonrası bacaklarda daha fazla şişlik ve ağrı yaşayabilir. Bu nedenle hareket, sıvı alımı ve dengeli beslenme önemlidir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN KİLO KONTROLÜNE DİKKAT ETMELİ Mİ? Vücut ağırlığı, varis oluşumunu ve varisli damarlarda şikâyetlerin derecesini yakından etkiler. Fazla kilo, bacak toplardamarlarına ek basınç bindirir ve dolaşımı zorlaştırır. Bu yüzden oruç döneminde sağlıklı beslenmek ve aşırı kalori alımından kaçınmak gerekir. Eğer iftar ve sahurda dengeli beslenme uygulanırsa, Ramazan sonunda birkaç kilo vermek mümkün olur ve bu durum varisli bacaklarda rahatlama sağlar. Ancak abartılı tatlı, hamur işi veya yağlı yiyecek tüketilirse, kilo artışı bacaklarda daha fazla yük ve rahatsızlık oluşturabilir. Bu nedenle Ramazan, doğru kullanıldığında kilo kontrolü açısından bir fırsat haline gelebilir. Dengeli bir diyet ve hafif egzersizlerle daha iyi bir sonuç elde edilebilir. VARİS HASTALARI ORUÇ TUTARKEN PIHTI OLUŞMA RİSKİ ARTAR MI? Uzun süreli susuzluk, bacak damarlarında kanın koyulaşmasına ve yavaşlamasına neden olabilir. Varisli damarlarda akım zaten tam olarak verimli olmadığı için, pıhtı oluşma riski artabilir. Özellikle daha önce derin ven trombozu geçiren veya yoğun varisi bulunan kişilerde bu tehlike daha fazladır. İftarla sahur arasında yeterli su tüketmek, bacakları hareketsiz bırakmamak ve doktorun önerdiği ilaçları düzenli almak riski azaltır. Ayrıca varis çorabı kullanımı, bacaklarda kanın göllenmesini önleyerek pıhtı oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Yine de yüksek risk grubundaki hastaların oruç tutup tutmama kararını kesinlikle doktorla birlikte vermesi önerilir. Sağlık, oruç ibadetinde de öncelikli bir konudur.
TSEaM116PU22WNDqUK4leQ.jpg

En yaygın hata, iftar ile sahur arasında yetersiz su içmektir. Vücut susuz kaldığında kan koyulaşır, pıhtı riskini yükseltir ve bacaklarda şişlik artar. Ayrıca iftarda çok hızlı ve aşırı miktarda yemek, dolaşım sistemine yük bindirip bacakları olumsuz etkileyebilir. Hareketsiz kalmak, örneğin iftar sonrası tüm akşamı oturarak geçirmek de varisler için sakıncalıdır. Sahura kalkmadan oruç tutmak, zaten uzun açlık ve susuzluk süresini daha da uzatarak dolaşımı zor duruma sokar. İlaçlarını aksatmak veya doktor önerisi olmadan doz değişikliğine gitmek de ciddi problemlere yol açabilir. Bu hatalardan uzak durarak, varis hastalığıyla birlikte oruç dönemi daha rahat geçirilebilir. VARİS YARASI OLAN HASTALAR ORUÇ TUTABİLİR Mİ? Varis yarası (venöz ülser) genellikle bacaklarda cildin bütünlüğünün bozulmasıyla kendini gösterir ve iyileşmesi uzun zaman alır. Bu yara bakımı, bol sıvı ve besin desteği gibi dikkatli bir yaklaşımla yapılır. Uzun süre besinsiz ve susuz kalmak, yaranın iyileşme sürecini geciktirebilir ve vücudun savunma mekanizmasını zayıflatabilir. Bu nedenle geniş veya derin varis yarası olan hastalar, oruç tutmaya genellikle uygun görülmez. İyileşme tamamlanana kadar, doktorlar düzenli pansuman ve ilaç tedavisini aksatmamak için oruçtan muaf tutulmasını önerebilir. Yara tamamen kapandıktan ve bacak sağlığına kavuşulduktan sonra doktor onayıyla oruç tutmaya başlanabilir. Tedavinin kesintiye uğratılması, ileride daha büyük komplikasyonlara yol açabilir.Kaynak: diyanet.gov.tr
 
Üst Alt